4 Mart 2014 Salı

İslam ve Kapitalizm \ Maxime Rodinson

İslam ve Kapitalizm \ Maxime Rodinson, çeviren; orhan suda, gün yayınları, 1969, istanbul

1) SORUNUN KONUMU
Kapitalizm nedir?
Kapitalizm ekonomi kurumları veya…bu uygulamardan esinlenen bir ruh halini belirtmek için kullanıldı. Bu kurumlar ve kısmen de olsa bu kapitalist zihniyet belirtileri arasında üretim araçlarının özel mülkiyeti, serbest teşebbüs, kar peşinde koşma, Pazar için üretim, para ekonomisi, rekabet makenizması, bir işletmenin yönetiminde rasyonellik sayılmıştır. Ayrıca kapitalist kelimesiyle kapitalist kurumların veya kapitalist zihniyetin hakim olduğu bir toplum belirtilmektedir. Bir yandan bir üretim tarzıdır bir yandan da kapitalist üretim tarzının yürürlükte olduğu işletmelerin bütününü ifade eder.
Kapitalistimsi ticaret en azından toptan bir ticaret olmalı ve parayı Pazar için üretimi geliştirecek şekilde kullanmalıdır. Marxist ve weber anlamında kapitalist gelişmenin söz konusu olması için toplumun emrinde muazzam bir sermaye birikimi olması gerekir.

2) İSLAMIN BUYRUKLARI
Kur’an ve Sünnet
Kur’anın özel mülkiyete karşı olmadığı mirası bir kurala bağlamasından açıkça anlaşılmaktadır. Sadece dünya nimetini unutmamak gerektiğini değil aynı zamanda maddi hayatla ibadetin bir arada yürüyebileceğini söyler. Ribayı yerer. Ödünç alınan meblağın borçlu vadesinde ödeyemediği zaman bir kat daha artırılmasının söz konusu olduğu anlaşılmaktadır.
Din hukuku bakımından üretim araçlarının mülkiyetiyle ilgili hiçbir özel kısıtlama yoktur.
Şansa ve tesadüfe bağlı her kazanç yasak kılınmıştır. Çeşitli amelleri hedef alan yasaklamalar liberal bir ekonominin gelişmesine karşı konan engeller olarak kabul edilebilir.
Bir Sosyal Adalet Ülküsü mü?
Tanrının koyduğu ilkelerle yönetilen ve kanun nazarında müminlere eşit davranılan, topluluğun içinde zenginlerin katılmasıyla fakirler yararına yardımlaşma uygulayan devlet İslam tarihinde çok görülen reformcu ve devrimci hareketleringerçekleştirmek istedikleri idealdir.
Ne kur’anda tasarlanmış adalet ne d ekur’anın etkisiyle ortaçağ Müslümanlarının tasarladıkları adalet, modern idealin gerektirdiği adalettir. Bunun bilincine varmak gerekir.

 3) ORTAÇAĞ İSLAM DÜNYASINDA EKONOMİK UYGULAMA;
Kapitalistimsi Sektör
Abbasiler döneminde tüccarlar weber’in kapitalistimsi faaliyeti belirten kriterlerine uygun şekilde davranıyorlar ve kar etmenin tadına varıyorlar, giderlerini, gelirlerini ve kazançlarını nakit olarak hesaplıyorlardı.
İslamiyetin doğduğu Mekke toplumunda da faizle ödünç veriliyordu ve mali sermaye gelişmişti. Kur’an’ın ribayı yasaklamasına rağmen daha sonraları alabildiğine uygulandığına hiç şüphe yoktur. Burada hileyi şeriyeler icad edildi. İki ana hilei şeriyye; borç senedine, belirli bir tarihte ödeneceği belirtilen daha yüksek bir meblağ yazılır, ödünç veren ödünç alana daha sonra ödenmek üzere yüksek fiyatla herhangi bir şeyi satar sonra sattığını hemen daha düşük fiyattan geri alır.
İslamiyette bile ideologlar yönetici değildir. Devrimci olmayan ideologlar kutsaldan ayrılmamalarını, dünyadan el etek çekmelerini vs öğütler. Savundukları düzenin yıkılmasını istemiyorlarsa tek yol budur. Bu anlamda tüm dinler ve devlet ideolojileri gerçek anlamda afyondur. Sivil toplum sosyal felaketlere ve sorumlularına sert tavır alırsa ideologlar da sert tutum alacaktır ama sivil toplum durumu hoş görüyorsa ideologlar da bunları maruz görmeye başlar.
11. yüzyıla doğru ortadoğuda çoğu türk köle askerler kastının hakim olmasıi burjuvazinin siyasi açıdan daha önemsiz bir yol oynamasına yol açmış ve kapitalistik sektörün yayılması sekteye uğramıştır.
Feodalizm mi Asya Tipi Üretim Tarzı mı?
Feodalizmin kölelikten sonra gelen ve kapitalizmi hazırlayan sosyoekonomik kuruluş olduğu hakkındaki dogmatik ve kurumsal Marksist görüş hem marx’a hem tarihsel olgulara aykırıdır. Atat derken marx; bu kuruluşun özü bu topluluktaki üretim fazlasının bir kısmının üstün bir topluluk tarafından ya da bu üretim için faydalı büyük işleri örgütleyerek üretime müdahale eden bir devlet tarafından alınmasına dayanmaktadır.
Adil Bir Toplum Mu?
Kur’andaki adil toplum idealini kökünden değiştiren bir hareketin izlerine rastlayamadık. Geleneksel Müslüman devletlerin tümü sarayların ve zenginlerin ihtişamı ile kütlelerin içinde olduğu derin sefalet arasındaki çelişkiyi gözler önüne sermektedir. Bunu saptamaktan daha önemlisi başka türlü olamayacağını işaret etmektir.sosyal üretim fazlası hem hakimlerin lüksünü hem fakirlerin rahatını sağlayamayacak kadar azdı. Ahlaki ve ideolojik buyruklar ne olursa olsun her devlette her sosyal kategorinin üleştirimindekihakları ve çıkarları ancak devlette temsil edilmişse ve saygı yaratan bir güce dayanıyorsa tam olarak gözetilir.

4) GENELLİKLE İSLAM İDEOLOJİSİNİN EKONOMİK ALANDAKİ ETKİSİ
Weber modern kapitalizmi avrupanın yarattığını çünkü avrupanın diğerlerinden daha akılcı olduğunu söylüyor. Ama Avrupa akılcılığıyla ilgili verdiği örneklerin çoğu, batı avrupanın modern kapitalizme daha keskin bir şekilde girdiği devreden sonrasına aittir.
Kur’an İdeolojisi
Lamensin dediği gibi Muhammed imansızlığı insan aklının bir kusuru olarak görmeğe daha yatkındır. Kur’an’ın vahyi desteklemek için aklı kullanması vahyin makul önermelere dayanmasından, hiç değilse, buna karşı çıkmamasındandır.
İslam kaderin yüce kudreti yerine, kendisine yakarılabilen, tapınılabilen kişisel bir iradenin kudretini koyuyordu
Kur’an Sonrası İslam İdeolojisi
Kuran sonrası İslam ideolojisi topluma şekil veren bir dış kuvvet değil, fakat toplum hayatının tümünden gelen eğilimlerin bir ifadesidir.
İslamın ekonomik hayat ya da genellikle insanın davranışları hakkındaki görüşleri kapitalist yönde bir faaliyeti hiçbir zaman engellememiştir.

5) MÜSLÜMAN MEMLEKETLERDE ÇAĞDAŞ KAPİTALİZM VE İSLAMİYET
Özel işletmelerin teşebbüslerinin ve imkanlarının yetersizliği ekonomik eğitimin ve sosyal işbirliği anlayışının çok az gelişmiş olması yüzünden bu muazzam işi gerçekleştirmek devlete düşüyordu. İşte türkiyede devletçiliğin anlamı budur. Devletçiliğin seçilmesi doktrin hevesi değil zorunluluktur.(ali fuat başgil)
Avrupanın üstünlüğü gelişmeyi özellikle Avrupa tekniğinin üstünlüğünden, himaye yokluğundan, zorla kabul ettirilen serbest mübadeleden, bağımsız kalmış ülkeleri mali borçlar yoluyla boyunduruk altına almaktan ve onların mali ve askeri güçsüzlüklerinden dolayı son derece güçleşiyordu.
İslam Dininin Etkisi Mi?
19 yüzyılda Osmanlıda faizin kur’an’da yasaklanmış olmasının hukuki metinlerde olumsuz etki yarattığı görülmektedir. Mecelle faizle ödünç verme konusunda suskun kalır. Bu konunun hukuk metinlerine yansıması için 36 yıl geçmesi gerekti. Birleşik faize üç durumda izin veriyordu; ticari konularda, taraflar arasında üç yılı geçmeyen anlaşmalarda vs
Kapitalizmin yarattığı sonuçların hristiyan ülküsüne aykırı olduğunu kilise 20 , 30 yıldan beri nasıl keşfettilerse Müslümanlar da dindaşlarının davranışından birden dehşete kapıldılar.
İktidarı ele geçiren grup iktidar sarhoşluğuna kapılır. Kondormizme saplanır, ilk hız kaybolur ve uygun bir idealin gölgesinde avunmalar başlar. Hareketi yöneten kadrolarda bu şartlar altında, ideolojiyi yavaş yavaş sosyal hayatın ve insan hayatının icaplarıyla bağdaştırma eğilimi başlar. Uzlaşmalar çoğalır ve bu uyum kabiliyetiyle öğünülür.
İslami eleştiri başladıktan sonra faizsiz borç verecek kurumları oluşturmak için bir hareket başladı. Teoriler geliştirildi fakat bu hamidullah’ın da dediği gibi normal faizle iş yapan kurumlara göre oldukça mütevazi kalmaktadır.
Metinden öteye gitmese de faizi yasaklama cesaretini sadece Suudi Arabistan göstermiştir.
İslamiyetle kapitalizm arasında temel bir zıtlık olduğu görüşü efsanedir.
Bir Müslüman Kapitalizmi Mi?
Mesele sadece şunu bilmekten ibarettir; 1300 yıldan fazla süren bir imanın bu kadar geniş bir ölçüde tanımazlıktan geldiği bu muhteşem ilke nasıl uygulanabilecekti.sınıflar arası farkı azaltmaya çalışmak vs zenginlerin iç huzurunu sağlayan sadakayı kaldırmak şöyle dursun bunları gizlemeye yaramıştır. İmtiyazsızların haklarına saygı gösterilmesinin tek yolu onlara siyasi iktidarın kontrolunde pay vermek, mümkün olduğunca imtiyazları kaldırmak ve bunları garantilemekle olur.
Bir Müslüman kapitalizmi olmadı ama gelecekte sosyalizme gitmeleri mümkündür. Ama bunların önemli karakteristiklerinin, İslam dinine çok şey borçlu oldukları ihtimali pek azdır.

6) SONUÇLAR VE PERSPEKTİFLER
menasıkın ve dogmaların esası değişmediyse de Müslümanların bunları anlayış tarzı, yorumlanışı vs değişmiştir.
Toplumların sadece bilinçlerini değiştirmeye çalışmakla değişeceklerini, bunun arzuya bağlı olmadığını bilmek son derece önemlidir. Peygamber çölde bağırıyor. Sesi ancak bildirisini dinlemeye hazır insanlara rastladığı zaman bir kuvvet haline geliyor.
İslamiyet ve Sosyalizm
Çoğu kimsenin düşündüğünün aksine üçüncü bir yol yoktur.
Gelişmesini sağlayan ekonomik şartlar sayesinde kapitalist ekonominin bir topluma çöreklenmesi bu toplumu zamanla etkiler. Tanrı ve tanrılar ahlak vs vs muzaffer mammonun önünde teker teker dize gelirler. Kapitalist olmayan bir sosyal çevrede tutunmaya çalışan kapitalist yapılar mannheimin sınıflandırdığı anlamda ütopik idealler geliştirirler. Ekonomik değil siyasi ideolojilerdir bunlar.
Bizim bildiğimiz ideolojiler üç ideal amaca başvurur; milli grup, tanrı, insan.
İslam dini gerçekte gerici unsurların tekeline girerse ne olacaktır? Bunu keşfetmek güç değildir. Kitleler, maddi, ahlaki ve kültürel sefaletten kurtuldukça modern dünyanın sosyal adalet ülküsü kendini hissettirdikçe geleneksel imanlarını yitireceklerdir. Bu durumda İslam ilerici güçlerin karşısına engel olarak çıkacak ama bu engel yıkılacaktır.
Ama İslam kendi içinde derin bir değişikliği gerçekleştirirse bu krizden kurtulabilecektir. Bunun için islamın gerici yorumlarına direnecek müminlerin bulunması gerekir. Bunların eylemlerine tanrıyı karıştırmayanlara tahammül göstermeleri, kur’an’dan ve sünnetten imtiyaz ve sömürünün kaldırılmasını isteyen kitlelere uygulanabilecek değerleri bulup çıkarması gerekmektedir..
Bütün sapmalarına rağmen Marksizm modern dünyanın ilerlemeye en açık, laik ve harekete geçirici ideolojisi olduğunu ispatlamıştır. Sömürü ve zulme karşı açılan hiçbir mücadele marksizmin katkısını görmezden gelemez.
Yorulmadan yeni yeni mitler icad eden muazzam göz boyama makinesına karşı dileriz ki İslam halk ve yöneticileri açıkgörüşlülüğe başvurmayı tercih ederler. İsa; hakikati öğreneceksiniz ve hakikat sizi hürriyete kavuşturacak diyor. Kur’an da ekliyor; zan hiçbir zaman hakikatin yerini tutamaz.

Hazırlayan: Şükrü Atsızelti

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder