4 Ocak 2014 Cumartesi

Varidat / Şeyh Bedreddin

VARİDAT
SİMAVNA KADISIOĞLU ŞEYH BEDRETTİN

İbadetlerin amacı gönülleri fani varlıklardan ayırıp ebedi ve yüce varlığa yöneltmektir. Ölümden sonra dağılan bedenin birleşmesi mümkün değildir. Ölülerin dirilmesindeki amaç bu değildir. Fani varlıklara bağlı kalırsan ibadet işe yaramaz.
Huri, meyve vs duyu aleminde değil hayal aleminde gerçekleşir. Bütün kainat tek zerrede vardır.
Biz emaneti göklere yerlere sunduk ayetindeki emanet Allahın suretidir. Hakka yaklaştıran her şey melektir, rahmandır, ondan uzaklaştıran her şey şeytandır iblistir. Sebeplerin her biri melektir. Her yağmur damlasına melek diyebilirsin, her damlanın içinde melekler vardır dersen bu da doğrudur.
İnsanda ve yılanda tükürük kendileri için su başkaları için zehirdir. Her ikisinde de hayat gerçeği onlardan kopmamışsa da nlardan arındırılmıştır.
Allahın ortaya çıkmada zati bir eğilimi vardır.

İnsanın bedeni ruhtur, haktır; suretlern birikmesyle yoğunlaşmıştır. Suretler kalksa da Allah kalır. Hak etki yönünden Allah, etkilenme yönünden kul ve mahluktur.
Kainat cinsi, türü ve özü bakımından kadimdir ve onun ortaya çıkışı zamanla ilgili değil, zatidir.
Karşıtlıklar hakdan doğar. Hak bazısını sever, bazısını sevmez. Doğuş, öz ve aşamalar gereğidir. Bu durum bir adamın sakin iken yapmayı istemediği şey kızınca yapmasına benzer. Arifler gerçeği bilirler. Ruh ölümsüzdür ve ondan ölmemştir derler. Karar üstün olanındır. Bu da cesedi ölmedi anlamına gelmez, çünkü bu imkansızdır(hz isa hakkında).
Bedenen dirilme olmaz ama gün gelir yaşayan insan kalmazsa yine topraktan anasız, babasız insanlar türer. Şeytan ve melekler görüntü olarakortaya çıkabilir insanlar da onu diğer varlıklardan sanabilir. Ama bu br içgörüdür ve insan gözünü kapatsa bile onları görebilir. Uyuyan kiş uyanıkken gördüğü, işittiği ve tasavvur ettiğnin dışında bir nesney görmez. Kısaca rüya nsanın uyurken düşündüklernden barettir.
(Allahın varlığının kendini gerektirmes hususunda bn sinayı eleştirir.)
Allah dilediğin yapar, hükmeder’n anlamı şudur; Allahın dileği o nesnenin istidadına göredir. Melek köpekl eve giremezin anlamı da şudur; gönlünde köpeklik niteliği olan kişinin meleklk aşamalarından hiçbirinden şansı yoktur.
Cahiliye’de görünür putlara taparlardı, şmdi kuruntuya dayanan putlara tapıyorlar.
Görünüş bakımından her nesne Allahtan farklıdır diyebliriz. Bir kişi enel hak derse bu doğrudur çünkü varlık koşulsuz olarak hakk diye adlandırılır.
Adetleri çiğneyen olağanüstü sonuçlar elde eder.

Kişi uykuda değilken bedeninin genişleyip dünyayı kapsadığını görür. Tüm varlıkları kendinde gördüğünü sanır ve bu benim der. Zerre ile güneşi eşit görür. Zamanla da bütün olarak görür. Sonra bu görünüş ve çokluktan uzaklaşıp başka hale bürünür, bazen dünyanın varlığına bazen yokluğuna inanır, yokluğunda tüm nesneleri görür. Sonra çokluk alemini iç içe görür. Burada bir saat durur ve kendine gelir. (şeyhin bazı arkadaşlarının başından geçmiş)
Birlik üç kısımdan meydana gelir. 1) ilmi birlik (okuyarak ve duyarak elde edilen) 2) rüyalarla, gerçek olaylarla, ilhamla elde edilen birlik (uyarıcı birlik) 3)eğlenme ve coşkulu birlik; hepsinden evla olup amaçlanandır.
Tasavvuf gerçekleşince münafıklık başlar.
Kur’an otuz cüzdür bir cüzü dünya işleriyle alakalı, 29u ahretle ilgilidir. Bu nereye ne kadar süre ayrılması gerektiğini gösterir.
Ağacın musaya ben allahım demesi insanın bunu söylemesinindoğru olduğuna dair bir uyarıdır.
Münkirler, yer ve gök yapışıkken onları ayırdığımızı görmediler mi’den kasdedilen bence insandır. Gökler melekut alemine, yeryüzü ise mülk alemine delalet edip insan ikisinin karışımıdır.
‘yağmuru indirip onşa her türlü yemişi yetiştiririz, ölüleri de bunun gibi diriltip çıkarırız’ ayeti de kıyamette dirilenle çürüyen cesedin alakasının bulunmadığını gösterir. Keza çürüyenle yeni yetişen ürün arasında alaka yoktur.
Rüyalarda görülen görüntüler ahretteki görüntülerin cinslerindendir. Zira uyku, kısa ölüm gibidir ve uykuda görülen rüyalar, ahret görüntüleri cinsindendir.
Benzetmek gibi olmasın, beden nasıl zeydin görüntüsü ise, dünya da Allahın görüntüsüdür.
Cesetler dirilmeyecek, dabbetül arz çıkmayacak, mehdi vs gelmeyecek.
Halk peygamberlerden mucize beklediği gibi velilerden de bekliyor. Şimdiki velileri inkar edip geçmiştekilere inanmaları bundandır.
Sıradan insanın ibadeti bir alışkanlıktır. Yolun başındakininki korku ve temenni, yolun ortasındakininki kerametlere erişmektir. Sondakininki şeriatın sınırlarını korumaktır.
Ruh, araçlar yoluyla ortaya çıkan bedene mahsus fiil ve hareketlere verilen addır.
Gerçeği arayan kişi küfür aşamasına varıp geçmezse imanını tamamlamış sayılmaz. Bu küfür iki Müslümanlık arası bir aşamadır.

Hazırlayan: Şükrü Atsızelti

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder