Destek Yayınları, İstanbul, 2016
Allah’ın var olması; tüm varlığın ve
insanın bilinçli bir şekilde yaratıldıkları, varoluşumuzun bir anlam ve gayesi
bulunduğu, Allah isterse ölümden sonra da yaşamın olabileceği anlamını
taşımaktadır. 9
Yaratılmışlar üzerine tefekkür ederek
bunların Yaratıcı’sı hakkında sonuçlara ulaşma, Kuran’ın yönlendirdiği bir
varlıkla ilişki kurma şeklidir. Kuran, birçok ayetiyle evrene, yeryüzündeki
olgulara, canlılara, iç dünyamıza baktırmakta ve bunlardan aklın kullanılarak
sonuçlar çıkarılmasına davet etmektedir. 11
Allah’ın varlığının akılcı temeli
olduğunu göstermek için sunulacak delilleri, Kuran’dan ilham alarak iki grupta
topladım. Birinci gruptakiler dış dünyadaki gözlemlerimizden, ikinci
gruptakiler ise kendi iç dünyamızda içebakış (introspection) ile tanıklık
ettiklerimizden, yani benliklerimizdeki (nefislerimizdeki) delillerden oluşmaktadır.
Birinci gruptakileri “evren delilleri” (7), ikinci gruptakileri ise yine Kuran’dan
ilham alarak “fıtrat delilleri” (5) olarak isimlendiriyorum. 16
EVREN DELİLLERİ
1.
KELAMIN
KOZMOLOJİK DELİLİ
“Neden hiçbir şey yerine bir şeyler var?”
sorusu, karşımızda duran evrenin ve maddenin varlığının bir açıklaması olması
gerektiğini dile getirmek için ünlü felsefeci ve matematikçi Leibniz tarafından
sorulmuştur. Kozmolojik delile göre bu evrenin bir açıklamaya ihtiyacı vardır
ve evren, kendi açıklamasını kendi içinde barındırmaz. Evrenin açıklaması ancak
kendi varlığı hiçbir şeye bağlı olmayan zorunlu bir varlık ile yapılabilir ki,
bu varlığa Allah denilmektedir. 25
İslam düşüncesinde, özellikle de kelam
alanında, en çok ön plana çıkan delil bir kozmolojik delil çeşidi olan “hudus
delili” olmuştur. Burada kullanıldığı anlamıyla “hudus” kavramı “bir şeyin
yokken var olması, sonradan var olması, başlangıcı olması” demektir. Hicri 2.
yüzyılda Mutezile kelamcıları tarafından kullanıldığına rastladığımız bu delile
Kindi, Maturidi, İbn Hazm, Gazali gibi İslam düşünce tarihi açısından önemli
düşünürler eserlerinde yer vermişlerdir. 25
Bilim insanları daha çok entropinin
evrenin sonunu gerektirdiği hususuna yoğunlaşmışlar, fakat evrenin bir
başlangıcı olduğunu gerektirmesi üzerinde yeteri kadar durmamışlardır. Oysa
felsefe, teoloji ve kozmoloji alanındaki tartışmalar açısından evrenin
başlangıcı olup olmadığı çok daha önemli olmuştur. 34
Materyalist-ateist anlayışı
benimseyenler, Allah’ın yerine evreni koymaya çalışırlar. Bunu yaparken,
bilinçsiz bir madde yığını olsa da; ezeli ve ebedi, milyarlarca gök cismini
barındıran, ezelden beri var olan, ihtişamlı, bağımsız bir evreni savunarak
kendi “tanrılarını” yüceltmişlerdir. Oysa Big Bang teorisi ile evrenin
geçmişinin, bir misketten küçük bir tekillik olduğu, başlangıçta ihtişamdan
yoksun küçük bir nokta olduğu anlaşılmış oluyor. 36
2. YASALARIN VARLIĞI DELİLİ
Birçok bilim insanı “Neden kaos değil de
doğa yasaları var?” veya “Neden evrenin farklı bölgeleri aynı doğa yasalarına
uymaktadır?” gibi dev önemdeki soruların var olabileceğinin farkına varmadan
çalışmalarını gerçekleştirmişlerdir ve gerçekleştirmektedirler. Bulunmaya değer
yasaların var olduğu birçok bilim insanı için sorgulanmadan kabul edilen bir varsayımdır;
bilim insanları bu varsayımla faaliyetlerine girişirler. 39
Birçok bilim insanı evrende hangi
yasaların var olduğu hususuna odaklanırken neden yasaların var olduğu sorusunu
hiç gündemlerine almamışlardır. Buna karşın Einstein gibi örnekler de vardır;
o, evrenin anlaşılır olmasındaki olağanüstü duruma dikkatleri çekmiştir ve en
anlaşılmaz şeyin evrenin anlaşılması olduğunu söylemiştir. Einstein için
evrenin anlaşılır olması ve zihnin onu anlaması Allah’ın kendini açığa vurma
şekliydi.(Einstein bunu ifade ederken buradaki gibi bir argüman formatında bu
meseleyi değerlendirmemiştir. 43
Görüldüğü gibi bizim evreni anlamamızı
ve bilim yapmamızı mümkün kılan evrenin doğa yasalarına uygun olması, yani
evrenin rasyonaliteye uygun bir yapısı olmasıdır. Teizme göre evrenin
yaratıcısı rasyonel, bilinçli, iradeli bir güç olan Allah olduğu için teizm,
evrenin rasyonaliteye uygun bu yapısını çok rahat bir şekilde açıklar. Bir
materyalist-ateistin açıklama olarak tek söyleyebileceği şey maddenin ezelden
beri bu özelliklere sahip olduğu olabilir. 44
3. EVRENİN KEŞFEDİLEBİLİRLİĞİ DELİLİ
Kalbimizin atışına sözümüz geçmez ama
yıldızlara ulaşır zihnimiz. Sonsuza kondurulmuş nokta kadar âciz ama
noktalığımızda sonsuzu konuşacak kadar donanımlıyız. Evrenin müthiş büyüklüğü
içinde Güneş sistemimiz bile bir nokta kadar, Dünyamız bu sistemin içinde, biz
ise Dünyamız içinde bir noktacık hükmündeyiz. Bu kadar büyük bir âcizlik içinde
insan zihninin kapasitesine; düşünmesi üzerine düşünebilmesine, kendisinin
hücrelerinin içine hatta atomun içine varıncaya kadar mikroya nüfuz
edebilmesine, uzaydaki kuyrukluyıldızlar üzerine araç indirebilmesine, tüm
evrenin başlangıcı hakkında Big Bang gibi teoriler üretebilmesine şaşırmamak
mümkün değil. 51
Doğa yasalarının varlığı yanında evrenin
keşfedilebilirliği mümkün olmasaydı yine bilim yapmamız mümkün olmazdı. Önceki
başlıkta doğa yasalarının varlığının nasıl mümkün olduğuyla ilgili sorudan
hareket ettik, burada ise evrenin nasıl keşfedilebilir olduğuyla ilgili soru
hareket noktamız olacaktır. 52
Ünlü matematikçi ve fizikçi Eugene
Wigner, “Mucizevi bir şekilde matematiğin dilinin fizik yasalarını formüle
etmeye uygun olması, bizim anlayamadığımız ve hak edecek bir şey yapmadığımız
mükemmel bir hediyedir” diyerek bu olgu karşısındaki şaşkınlığını ifade
etmiştir. 20. yüzyılın en sofistike ateisti olarak gösterilmiş olan Antony
Flew, doğanın matematiğe uygun yapıda olmasını, ateizmi terk edip Allah’ın
varlığına inanmaya başlamasının sebepleri arasında saymıştır. 55
7. yüzyıl bilimsel devriminin en önemli
isimleri Descartes, Kepler, Galileo, Leibniz, Newton gibi isimler matematiği
Allah’ın evreni yazdığı dil olarak görerek bu konudaki yaklaşımlarını
sergilemişlerdir. 56
Kısacası evrenin keşfedilebilmesi;
matematiğin evrene uygunluğu (3.1), bazı doğa yasalarının keşifleri mümkün
kılması (3.2), evreni keşfetmeyi mümkün kılan aletlerin yapılabildiği bir
evrende yaşıyor olmamız (3.3) ve bu keşifleri mümkün kılan birçok ipucu ve
delilin var olması (3.4) gibi birçok olgunun birleşimiyle mümkün olmaktadır. Bu
olgu, materyalist-ateizm açısından hiç beklenmeyecek bir durumken, böylesine
denk gelişlerin bilinçli şekilde oluşturulduğunu ifade eden teizm açısından
bunda beklenmeyecek bir durum yoktur. Kuran’ın evren üzerine düşünmeye sevk
eden yüzlerce ayeti teizm açısından evrenin keşfedilebilmesinin neden beklenen
hatta arzu edilen bir husus olduğunun en güzel bir örneğidir. Bu ayetlerin
insanlara hitap ettiği dönemde evrenin keşfedilmesini önemseyen bilimsel bir
kültürün yaygın olmadığı da hatırlanmalıdır. 63
4. EVRENİN POTANSİYELİ DELİLİ
Şimdi “evrenin potansiyeli delili”
olarak adlandırdığım bu delili sunmaya geçiyorum:
1. Evrenimiz cansız ve canlı varlıkları, teknolojik ve sanatsal üretimleri ortaya çıkaran bir potansiyele sahiptir.
2. Evrenin potansiyeli ile ilgili bu olgunun açıklamasını ya teizm ya da materyalist-ateizm yapabilir.
3. Teizm evrenin potansiyelini materyalist-ateizmden daha iyi açıklar:
3.1 Çünkü evrenin bu kadar yüksek oranda çeşitliliği potansiyelinde barındırması teizm açısından beklenir bir olgudur.
3.2 Çünkü evrenin “güzel” olarak nitelendirdiğimiz yapıları ve sanatsal ürünleri potansiyelinde barındırması teizm açısından beklenir bir olgudur.
3.3 Çünkü evrenin akla uygun yapıyı ve mevcut potansiyeliyle insan aklını potansiyelinde barındırması teizm açısından beklenir bir olgudur.
3.4 Çünkü evrenin irade ve bilinci potansiyelinde barındırması teizm açısından beklenir bir olgudur.
4. Sonuçta teizm materyalist-ateizme tercih edilmelidir. 67-68
1. Evrenimiz cansız ve canlı varlıkları, teknolojik ve sanatsal üretimleri ortaya çıkaran bir potansiyele sahiptir.
2. Evrenin potansiyeli ile ilgili bu olgunun açıklamasını ya teizm ya da materyalist-ateizm yapabilir.
3. Teizm evrenin potansiyelini materyalist-ateizmden daha iyi açıklar:
3.1 Çünkü evrenin bu kadar yüksek oranda çeşitliliği potansiyelinde barındırması teizm açısından beklenir bir olgudur.
3.2 Çünkü evrenin “güzel” olarak nitelendirdiğimiz yapıları ve sanatsal ürünleri potansiyelinde barındırması teizm açısından beklenir bir olgudur.
3.3 Çünkü evrenin akla uygun yapıyı ve mevcut potansiyeliyle insan aklını potansiyelinde barındırması teizm açısından beklenir bir olgudur.
3.4 Çünkü evrenin irade ve bilinci potansiyelinde barındırması teizm açısından beklenir bir olgudur.
4. Sonuçta teizm materyalist-ateizme tercih edilmelidir. 67-68
Bu delili önemli kılan özelliklerden bir
tanesi doğadaki yapıların yanında insanların bilimsel, sanatsal ve teknolojik
üretimlerini de Allah’ın varlığıyla ilgili bir delilin objesi kılmasıdır, çünkü
bunların evrenin potansiyelinde mümkün kılınması (evrenin bu potansiyelle
yaratılması) sayesinde insanlar bunları üretebilmiştir. Bu yaklaşım bilim
insanlarının ve sanatçıların yaptığını küçültmediği gibi bilakis artırır, çünkü
bu bakış açısına göre onlar Allah’ın evrene potansiyel olarak koyduğu
zenginliği keşfetmemize her üretimleriyle –bunu bilerek veya bilmeyerek de
olsa– katkı sağlamaktadırlar. Allah tüm tasarımların ezeli sahibidir, Allah yaratıcı
tasarımcıdır; bilim insanları ve sanatçılar ise keşfedici tasarımcılardır. 75
5.YASALARIN VE SABİTLERİN HASSAS AYARI
DELİLİ
Tasarım delili (teleolojik, inayet veya
ihtira delili gibi isimlerle de anılır) ile varlıklardaki düzen ve gaye gibi
unsurlardan yola çıkılarak bu varlıkların Tasarımcı’sının varlığına ve bu
Tasarımcı’nın kudreti, bilgisi, hâkimiyeti gibi sıfatlarına ulaşılır. Allah’ın
birçok sıfatı tasarım delili ile temellendirilir. İçinde yaşadığımız muhteşem
evren; galaksilerinden gezegenlerine, atmosferinden rüzgârlarına, çiçeklerinden
balıklarına, kuşlarından böceklerine kadar birçok varlık türünü ve değişik
fenomeni barındırmaktadır. Evrendeki tüm bu varlıklardan ve fenomenlerden
hareketle, bunları yaratan bilinçli bir Yaratıcı’yı delillendirmek çok eskiden
beri kullanılan bir yöntemdir. Böylesi bir yaklaşımın binlerce yıllık tarihi
olmasının yanında, bu yaklaşımın eski dönemlerde Epikurus ve Lucretius gibi,
yakın dönemlerde ise Hume ve Kant gibi eleştirmenleri olmuştur. Diğer yandan
Platon’dan İbn Rüşd’e, Thomas Aquinas’tan Leibniz ve Newton’a kadar birçok ünlü
düşünür bu delili çeşitli şekillerde savunmuşlardır. 77
1. Evrende canlılığın oluşması doğa
yasalarındaki ve sabitlerindeki çok hassas ayarlara bağlıdır.
2. Doğa yasalarındaki ve sabitlerindeki bu hassas ayarların varlığının açıklamasını ya teizm ya da materyalist-ateizm yapabilir.
2. Doğa yasalarındaki ve sabitlerindeki bu hassas ayarların varlığının açıklamasını ya teizm ya da materyalist-ateizm yapabilir.
3. Teizm doğa yasalarındaki ve
sabitlerindeki hassas ayarları materyalist-ateizmden daha iyi açıklar.
4. Sonuçta teizm materyalist-ateizme tercih edilmelidir. 78-79
4. Sonuçta teizm materyalist-ateizme tercih edilmelidir. 78-79
6. FİZİKİ OLGULARIN HASSAS AYARI DELİLİ
Tamamen aynı yasalar ve sabitler altında
işleyen bir evrende evrenin başlangıç entropisi çok yüksek olabilirdi ve bu
durum canlılığın oluşumunu imkânsız kılardı veya başlangıçtan sonraki
süreçlerde Galaksi Yaşanılır Alanları’nın (Galactical Habitable Zone)
oluşmaması da canlılığın ortaya çıkışını imkânsız kılardı. 89
1. Evrende canlılığın ortaya çıkışı bazı
fiziki olgulardaki çok hassas ayarlara bağlıdır.
2. Bu fiziki olgulardaki hassas ayarların varlığının açıklamasını ya teizm ya da materyalist-ateizm yapabilir.
3. Teizm fiziki oluşumlardaki hassas ayarları materyalist-ateizmden daha iyi açıklar. 90
2. Bu fiziki olgulardaki hassas ayarların varlığının açıklamasını ya teizm ya da materyalist-ateizm yapabilir.
3. Teizm fiziki oluşumlardaki hassas ayarları materyalist-ateizmden daha iyi açıklar. 90
7. CANLILARIN TASARIMI DELİLİ
Evrim teorisiyle, dünyamızdaki bütün
canlıların, başlangıçtaki tek hücreli bir canlının soylarındaki değişimlerin
sonraki nesillere aktarıldıkları bir süreçle oluştukları anlatılır. 99
1. Dünyamızdaki canlıların hem mikro ve
makrosuyla vücut planlarında, hem de davranışlarında çok büyük bir çeşitlilik
ve çok ilginç özellikler gözlemlemekteyiz.
2. Bu çeşitliliğin ve özelliklerin varlığının açıklamasını ya teizm ya da materyalist-ateizm yapabilir.
3. Teizm bu çeşitliliği ve özellikleri materyalist-ateizmden daha iyi açıklar:
3.1 Çünkü bunların ortaya çıkmasını mümkün kılan potansiyelin varlığını daha iyi açıklar.
3.2 Çünkü mikro dünyadaki kompleksliği daha iyi açıklar.
3.3 Çünkü makro planda çok kompleks özelliklerin tekrar tekrar ortaya çıkmasını ifade eden “yakınsaklık” (convergence) olgusunu daha iyi açıklar. 106
2. Bu çeşitliliğin ve özelliklerin varlığının açıklamasını ya teizm ya da materyalist-ateizm yapabilir.
3. Teizm bu çeşitliliği ve özellikleri materyalist-ateizmden daha iyi açıklar:
3.1 Çünkü bunların ortaya çıkmasını mümkün kılan potansiyelin varlığını daha iyi açıklar.
3.2 Çünkü mikro dünyadaki kompleksliği daha iyi açıklar.
3.3 Çünkü makro planda çok kompleks özelliklerin tekrar tekrar ortaya çıkmasını ifade eden “yakınsaklık” (convergence) olgusunu daha iyi açıklar. 106
Canlılar dünyasındaki olağanüstü çeşitliliğin
oluşmasını mümkün kılan evrendeki potansiyelin varlığını (3.1), biyoloji
tarihindeki gelişmelerle anlaşılan cansız ile canlı arasındaki uçurumu ve buna
sebep olan canlıların mikro dünyasındaki kompleks yapıları (3.2) ve modern
biyolojide tespit edilmiş birçok örneği bulunan birbirlerinden bağımsız olarak
gelişmiş yakınsak özellikleri teizm materyalist-ateizmden daha iyi
açıklamaktadır. 119
FITRAT DELİLLERİ
8. DOĞAL ARZULAR DELİL
Pascal’ın yazılarında Allah’a karşı
arzunun tüm insanlarda var olduğuyla ilgili iddiaya tanık olmaktayız: “Bütün
insanlar mutluluğu arar. Bunun hiçbir istisnası yoktur... Bütün insanlar
şikâyet etmektedir; prensler, hizmetçiler, asiller, halk, yaşlı, genç, güçlü, zayıf,
eğitimli, cahil, sağlıklı, hasta, her ülkede, her zamanda, her dönemde, her
şartta... Boş yere etrafındaki her şeyle boşluğu kapamaya çalışır, o şeylerden
hiçbiri ona yardımcı olamaz, çünkü bu sonsuz boşluk ancak sonsuz ve değişmez
bir objeyle yani Allah ile kapatılabilir.” 123
1. Şunlar doğal ve temel arzularımızdır:
1.1 Yaşam
1.2 Korkuların giderilmesi
1.3 Gaye
1.4 Mutluluk
1.5 Şüpheden uzak bilgi edinme
1.6 Başkaları tarafından iyi davranılma
2. Birbirleriyle ilişkili de olsa birbirine indirgenemeyecek olan bu doğal ve temel arzuların her birinin karşılanması ancak Allah’ın varlığıyla mümkündür.
3. Bu doğal ve temel arzularımızın nasıl oluştuğunu açıklayacak iki tane temel alternatif görüş vardır:
3.1 Bu arzular materyalist-ateistlerin öngördüğü şekilde tesadüf ve zorunluluk ile oluşmuştur.
3.2 Bu arzuları teizmin öngördüğü şekilde Allah oluşturmuştur.
4. Bahsedilen farklı doğal ve temel arzuların hepsinin (1. maddedeki) aynı ontolojiyi gerektirmesi (2. madde); Allah’ın varlığının ve bu arzuları oluşturmasının (3.2’nin), bu inancın tek alternatifi konumundaki materyalist-ateizmden (3.1’den) daha rasyonel olduğunu gösterir. 125
1.1 Yaşam
1.2 Korkuların giderilmesi
1.3 Gaye
1.4 Mutluluk
1.5 Şüpheden uzak bilgi edinme
1.6 Başkaları tarafından iyi davranılma
2. Birbirleriyle ilişkili de olsa birbirine indirgenemeyecek olan bu doğal ve temel arzuların her birinin karşılanması ancak Allah’ın varlığıyla mümkündür.
3. Bu doğal ve temel arzularımızın nasıl oluştuğunu açıklayacak iki tane temel alternatif görüş vardır:
3.1 Bu arzular materyalist-ateistlerin öngördüğü şekilde tesadüf ve zorunluluk ile oluşmuştur.
3.2 Bu arzuları teizmin öngördüğü şekilde Allah oluşturmuştur.
4. Bahsedilen farklı doğal ve temel arzuların hepsinin (1. maddedeki) aynı ontolojiyi gerektirmesi (2. madde); Allah’ın varlığının ve bu arzuları oluşturmasının (3.2’nin), bu inancın tek alternatifi konumundaki materyalist-ateizmden (3.1’den) daha rasyonel olduğunu gösterir. 125
Allah’ın olmadığı bu tabloda, evrenin ve
insanın bir gayesi olamaz; insanın içindeki “gaye arzusu”nun karşılanması
mümkün değildir ve bunun mantıki sonucu “kaçınılamaz ümitsizlik”tir. Bunu,
geçtiğimiz yüzyılın ünlü ateist felsefecilerinden Bertrand Russell’ın şu
ifadelerinden de anlayabiliriz: “Bilimin bize sunduğu dünya daha da gayesiz,
daha da anlamsızdır... Buna göre insan, ne oluşturacağından habersiz nedenlerin
bir ürünüdür; insanın kökeni, gelişimi, ümitleri ve korkuları, aşkları ve
inançları, atomların bir araya gelmesinden başka bir şey değildir... Ancak bu
gerçeklerin üzerinde, ancak bu kaçınılamaz ümitsizliğin temelleri üzerinde,
bundan böyle ruh güvenle ikamet edebilir.” 131-132
Freud gibi “arzuların tatmini”
iddiasında bulunanların söylediği gibi insanların bazısının veya birçoğunun
Allah’a ve dine inanmasının kökeninde arzuları olabilir. Fakat Allah’a veya
dine inanmanın kökenini göstermek suretiyle, Allah’ın ve dinlerin insani
uydurmalar olduğu iddia edildiğinde “kökensel hata” yapılmış olur. Oysa
insanların içine bu arzuların konması yoluyla, Allah’ın, insanları kendisine
inanmaya yönelttiği, Augustine’in kelimeleriyle söylemek gerekirse “Bizi,
kendisi için yarattığı” söylenebilir. 136
9. DOĞUŞTAN AHLAK DELİL
Ahlak konusu felsefe ve dinlerin
binlerce yıldır odağında olmasına rağmen 18. yüzyıldan önce ahlakın hareket
noktası yapılmak suretiyle Allah’ın varlığı için bir argüman ileri sürüldüğüne
tanıklık edilmez. Bunun bir sebebi, birçok teistin Allah’ın varlığını fideist
bir şekilde (delile ihtiyaç duymayan imancı bir yaklaşımla) başlangıç noktası
yaparak bir argümana ihtiyaç duymaması; diğer bir sebebi ise argümanlara atıf
yapanların başta tasarımı temel alan deliller olmak üzere kozmolojik delil ve
bilinç delili gibi delilleri yeterli görmeleri olmuştur. 139
1. İnsanların doğuştan ahlaki
özellikleri vardır.
2. Bu durumu açıklayacak iki tane alternatif açıklamaya sahibiz
2.1 Doğuştan ahlaki özelliklerimiz materyalist-ateizmin öngördüğü şekilde tesadüf ve zorunluluk ile oluşmuştur.
2.2 Doğuştan ahlaki özelliklerimiz teizmin öngördüğü şekilde Allah tarafından oluşturulmuştur.
3. Doğuştan ahlaki özelliklerimizi teizm materyalist ateizmden daha iyi açıklar:
3.1 Çünkü “ahlaki farkındalık” özelliğimizi daha iyi açıklar.
3.2 Çünkü doğuştan ahlaki özelliklerimizin ancak Allah varsa rasyonel temeli olmasını daha iyi açıklar. 140-141
2. Bu durumu açıklayacak iki tane alternatif açıklamaya sahibiz
2.1 Doğuştan ahlaki özelliklerimiz materyalist-ateizmin öngördüğü şekilde tesadüf ve zorunluluk ile oluşmuştur.
2.2 Doğuştan ahlaki özelliklerimiz teizmin öngördüğü şekilde Allah tarafından oluşturulmuştur.
3. Doğuştan ahlaki özelliklerimizi teizm materyalist ateizmden daha iyi açıklar:
3.1 Çünkü “ahlaki farkındalık” özelliğimizi daha iyi açıklar.
3.2 Çünkü doğuştan ahlaki özelliklerimizin ancak Allah varsa rasyonel temeli olmasını daha iyi açıklar. 140-141
Allah olmadığında ahlaki değerlerin
doğruluk değeri kalmayacağına, Nietzsche ve Sartre gibi ünlü ateist filozoflar
dikkat çekmiştir. Nietzsche’nin şu sözleri böylesi bir tespiti ortaya
koymaktadır: “Ondan, temel bir kavramı, Allah’a inancı çekip aldığınızda,
bütününü mahvedersiniz: Artık zorunlu hiçbir şey elinizde kalmaz... Onun ancak
Allah’ın varlığı doğruysa bir doğruluk değeri olabilir; o, Allah ile ayakta durur,
Allahsız çöker.” 149
10. AKIL DELİLİ
Evrenin rasyonel yapısı olmasa zihin onu
anlayamazdı (2. delil olan yasaların varlığı delili), diğer yandan evren hangi
özelliklere sahip olursa olsun akılda belli özellikler olmasaydı da evren
anlaşılır olamazdı (akıl delili). 155
1. Akıl yürütme süreçlerinin
gerçekleşmesi için –başka özelliklerle beraber– zihinde şu özelliklerin olması
gerekmektedir:
1.1 İrade için gereken özellikler.
1.2 Bilinç ve benlik için gereken özellikler.
1.3 Doğru ve yanlış kavramlarına sahip olma ve bunları kullanabilme.
1.4 Mantık kurallarına sahip olma ve mantık yürütme.
2. Aklın bu özelliklerinin nasıl ortaya çıktığını açıklama hususunda temelde iki alternatif görüş olduğu gözükmektedir:
2.1 Eğer materyalist-ateistlerin savunduğu gibi var olan tek varlık tipi maddeyse, akılda var olan bu özellikler, doğa yasaları çerçevesinde tesadüfi süreçlerle oluşmuştur.
2.2 Eğer teistlerin savunduğu gibi Allah varsa, kendisi akıl sahibi bir varlık olan Allah’ın sayesinde aklın bu özellikleri oluşmuştur.
3. Akıl etmeyi mümkün kılan bu özellikleri teizm materyalist-ateizmden daha iyi açıklar:
3.1 Çünkü irade için gerekli özellikleri teizm materyalist-ateizmden daha iyi açıklar.
3.2 Çünkü bilinç ve benlik için gerekli özellikleri teizm materyalist-ateizmden daha iyi açıklar.
3.3 Çünkü doğru ve yanlış kavramlarını kullanabilmeyi teizm materyalist-ateizmden daha iyi açıklar.
3.4 Çünkü mantık yürütebilmeyi teizm materyalist-ateizmden daha iyi açıklar. 156
1.1 İrade için gereken özellikler.
1.2 Bilinç ve benlik için gereken özellikler.
1.3 Doğru ve yanlış kavramlarına sahip olma ve bunları kullanabilme.
1.4 Mantık kurallarına sahip olma ve mantık yürütme.
2. Aklın bu özelliklerinin nasıl ortaya çıktığını açıklama hususunda temelde iki alternatif görüş olduğu gözükmektedir:
2.1 Eğer materyalist-ateistlerin savunduğu gibi var olan tek varlık tipi maddeyse, akılda var olan bu özellikler, doğa yasaları çerçevesinde tesadüfi süreçlerle oluşmuştur.
2.2 Eğer teistlerin savunduğu gibi Allah varsa, kendisi akıl sahibi bir varlık olan Allah’ın sayesinde aklın bu özellikleri oluşmuştur.
3. Akıl etmeyi mümkün kılan bu özellikleri teizm materyalist-ateizmden daha iyi açıklar:
3.1 Çünkü irade için gerekli özellikleri teizm materyalist-ateizmden daha iyi açıklar.
3.2 Çünkü bilinç ve benlik için gerekli özellikleri teizm materyalist-ateizmden daha iyi açıklar.
3.3 Çünkü doğru ve yanlış kavramlarını kullanabilmeyi teizm materyalist-ateizmden daha iyi açıklar.
3.4 Çünkü mantık yürütebilmeyi teizm materyalist-ateizmden daha iyi açıklar. 156
Materyalist-ateist felsefe, akıl etmek
için gerekli özelliklerin nasıl oluştuğunu açıklamakta başarısızdır, fakat
evren olmadan önce akıl sahibi bir Yaratıcı’nın var olduğunu ifade eden teizm
açısından bunda bir sorun mevcut değildir. Tüm sağlıklı insanların doğuştan
sahip olduğu akıl etme özelliğinin incelenmesinin neticesinde de teizmin
materyalist-ateizme tercih edilmesi gerektiği gözükmektedir. 168
11. İRADE DELİLİ
1. Bir varsayıma (veya ilkeye) dayanarak
elde edilen sonuçtan hareketle o varsayım (veya ilke) reddedilemez.
2. Herhangi bir bilimsel faaliyette bulunmak veya felsefi argüman ileri sürmek irademiz olduğu varsayımına dayanır.
3. Hiçbir bilimsel faaliyet ve felsefi argümanla iradenin varlığı reddedilemez. 170
2. Herhangi bir bilimsel faaliyette bulunmak veya felsefi argüman ileri sürmek irademiz olduğu varsayımına dayanır.
3. Hiçbir bilimsel faaliyet ve felsefi argümanla iradenin varlığı reddedilemez. 170
Eğer iradeyle evrende nedensel etki
oluşturmuyorsak o zaman bütün eğitim sürecimiz anlamsızdır, çünkü eğitim sonucu
oluşan zihin bir davranış farkı oluşturmamaktadır; bu durumda evrendeki bizim
de içinde olduğumuz tüm etkileşimler bir taşın diğerine çarpmasından
farksızdır, iradenin bir etkisi yoktur! İrademiz yoksa oturduğumuz sandalyeden
televizyonlara, okuduğunuz bu kitaptan bilgisayarlara her şeyin evrendeki
rastgeleliklerin (arkasında irade olmayan süreçlerin) bir ürünü olduğunu kabul
etmek gerekir! 174
1. İnsanların iradesi, şu özellikleri
kapsayarak vardır:
1.1 Akıl için gereken özellikler.
1.2 Bilinç ve benlik için gereken özellikler.
1.3 Gayesel yönelimin olması.
1.4 Nedensel etkide bulunabilme.
2. İradenin bu özelliklerinin nasıl ortaya çıktığını açıklama hususunda temelde iki alternatif görüş olduğu gözükmektedir:
2.1 Eğer materyalist-ateistlerin savunduğu gibi var olan tek varlık tipi maddeyse, iradede var olan bu özellikler, doğa yasaları çerçevesinde tesadüfi süreçlerle oluşmuştur.
2.2 Eğer teistlerin savunduğu gibi Allah varsa, kendisi irade sahibi bir varlık olan Allah’ın sayesinde iradenin bu özellikleri oluşmuştur.
3. İradeyi mümkün kılan bu özellikleri teizm materyalist-ateizmden daha iyi açıklar:
3.1 Çünkü akıl için gereken özellikleri daha iyi açıklar.
3.2 Çünkü bilinç ve benlik için gereken özellikleri daha iyi açıklar
3.3 Çünkü gayesel yönelimi daha iyi açıklar.
3.4 Çünkü nedensel etkide bulunmayı daha iyi açıklar. 175
1.1 Akıl için gereken özellikler.
1.2 Bilinç ve benlik için gereken özellikler.
1.3 Gayesel yönelimin olması.
1.4 Nedensel etkide bulunabilme.
2. İradenin bu özelliklerinin nasıl ortaya çıktığını açıklama hususunda temelde iki alternatif görüş olduğu gözükmektedir:
2.1 Eğer materyalist-ateistlerin savunduğu gibi var olan tek varlık tipi maddeyse, iradede var olan bu özellikler, doğa yasaları çerçevesinde tesadüfi süreçlerle oluşmuştur.
2.2 Eğer teistlerin savunduğu gibi Allah varsa, kendisi irade sahibi bir varlık olan Allah’ın sayesinde iradenin bu özellikleri oluşmuştur.
3. İradeyi mümkün kılan bu özellikleri teizm materyalist-ateizmden daha iyi açıklar:
3.1 Çünkü akıl için gereken özellikleri daha iyi açıklar.
3.2 Çünkü bilinç ve benlik için gereken özellikleri daha iyi açıklar
3.3 Çünkü gayesel yönelimi daha iyi açıklar.
3.4 Çünkü nedensel etkide bulunmayı daha iyi açıklar. 175
12. BİLİNÇ VE BENLİK DELİLİ
“Bilinç ve benlik”, hiçbir insanın sahip olmamasının düşünülemeyeceği bizi biz yapan en temel unsurlardır. Birçok düşünüre göre bu evrendeki en ilginç olgu bilinç (consciousness) ve benlik (self) sahibi olmaktır. Algı, duygu ve düşünce olarak zihnimizde her ne varsa, ister gerçek ister hayal olsun, onlarla ilgili farkındalık bilinci oluşturur. Uykudan kalkıp da uyuduğumuz ana kadar yaşadığımız her türlü farkındalık (görme, işitme, acı, soğuk algısı, hayal kurma, vb.) da, uykuda rüya görmek de bilinç durumlarıdır. 189
1. İnsanların bilinç ve benlik
özellikleri, şu özellikleri kapsayarak vardır:
1.1 Hakkındalık, yönelmişlik
1.2 Öznellik ve qualia
1.3 Birlik
2. Bilinç ve benlik özelliklerini açıklayacak iki tane temel alternatif açıklamaya sahibiz:
2.1 Materyalist-ateistlere göre bilinç ve benlik, doğa yasaları çerçevesinde tesadüfi süreçlerle oluşmuştur.
2.2 Teistlere göre kendisi bilinç ve benlik sahibi bir varlık olan Allah’ın sayesinde bilinç ve benlik oluşmuştur.
3. Bilinç ve benliği teizm materyalist-ateizmden daha iyi açıklar.
3.1 Çünkü hakkındalık, yönelmişlik özelliğini daha iyi açıklar.
3.2 Çünkü öznelliği ve qualia’yı daha iyi açıklar.
3.3 Çünkü birlik özelliğini daha iyi açıklar. 191-192
1.1 Hakkındalık, yönelmişlik
1.2 Öznellik ve qualia
1.3 Birlik
2. Bilinç ve benlik özelliklerini açıklayacak iki tane temel alternatif açıklamaya sahibiz:
2.1 Materyalist-ateistlere göre bilinç ve benlik, doğa yasaları çerçevesinde tesadüfi süreçlerle oluşmuştur.
2.2 Teistlere göre kendisi bilinç ve benlik sahibi bir varlık olan Allah’ın sayesinde bilinç ve benlik oluşmuştur.
3. Bilinç ve benliği teizm materyalist-ateizmden daha iyi açıklar.
3.1 Çünkü hakkındalık, yönelmişlik özelliğini daha iyi açıklar.
3.2 Çünkü öznelliği ve qualia’yı daha iyi açıklar.
3.3 Çünkü birlik özelliğini daha iyi açıklar. 191-192
İradenin (dolayısıyla bilinç ve benliğin
de) varlığı reddedilince, insanın evrende bilinçli hiçbir nedensel etkisi
kalmayacağı için eğitim süreçlerinin de, tarihteki insan eylemlerine dayalı
anlatımların da, bilim insanlarının ürettiği teori ve teknolojik üretimlerin
tamamının anlamsızlaşacağını hatırlayalım. Olabilecek en açık olan unsuru
reddettiği ve bu reddetme beraberinde çok büyük bir çelişkiler bagajını
getirdiği için eleyici materyalizmin felsefe tarihinde ortaya atılan en başarısız
yaklaşımlardan biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Materyalist-ateizm
adına tutarlı olma endişesinin götürdüğü bu nokta ibretlik bir durum olarak
kaydedilmelidir. 194
Sonuç
İslam düşüncesinde “İslam’ın fıtrat dini
olduğu”, “fıtratımızın doğru-yanlışı ayırt etmede önemli olduğu”, “inancın
fıtri olduğu” gibi ifadeler çok kullanılmış olmasına karşın fıtratımızın
İslam’la ilgili temel hakikatleri nasıl desteklediğini detaylıca gösteren bir
çalışma yok gibidir. (Bu konudaki araştırmama rağmen böylesi bir çalışmaya
rastlayamadım.) Bu çalışmayla, bu konudaki açığın kapanmasına katkıda
bulunabilmek dileklerimden bir tanesidir. Benim için burada sunulan ve daha
geniş versiyonlarını da yazdığım “fıtrat delilleri”; fıtrata dikkat çeken
30-Rum Suresi 30. ayetinin, ayrıca benliklerimizde (iç dünyamızda) deliller
olduğunu söyleyen 41-Fussilet Suresi 53. ve 51-Zariyat Suresi 21. ayetlerin
tefsiri hükmündedir. Hatırlanacağı üzere bu ayette; bütün insanlarda ortak olan
ve ondaki yapının dinlerin hakikatlerini destekleyen nitelikte olduğu ifade
edilen fıtrata dikkat çekilmiş ve buna karşın çoğu insanın ondaki delillerden
habersiz olduğu da belirtilmiştir. 218
haz. M.Emin Bozyiğit
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder