20 Aralık 2017 Çarşamba

Leyla vü Mecnun



Gitmek istediğimi söylüyorum, acil bir bilet; evet acil, otogarlar tuhaf yerler ayrılanlarla kavuşanların, ağlayanlarla, gülenlerin beraber haşr olunduğu… Peronlardan çıkış vakti geliyor bir adam bir kadına gül atıyor veda ederken, Mecnun’a benziyor, fakat herhangi bir belirti yok…

Mecnun? “Leyla onu çölünden tanırdı.” Leyla diyorum, şu bizim Leylalar, yani ruhunu kaldırım taşlarına bırakanlar... Yakasına gül takmadıysa nasıl anlarım ben Mecnun'u, eskiden çölüyle tanınırdı, şimdi nasıl bilebilirim? Mecnun; bankalarda, avmlerde ya da caffelerde midir? Mecnun diyorum yani Kays yani Abdal… Gözlerimi sokak sokak gezdiriyorum bir işaret, bir yön bekliyorum Mecnun’a gider, bakın şu köşede! Fakat orada da değil, ah ne cahilim…

Mecnun buralara uğramaz ki! garsona el yaparak; “Bize waffle diyemez ki.. Mecnun ne bilsin, Latte'yi, Espresso'yu, Frenc yapmayı, ruhu kaldırabilir mi bunları?

“Ya Rab belayı aşk ile kıl aşina beni
Bir dem belâ-yı aşktan etme cüdâ beni”

demişti Fuzuli Leyla ile Mecnun kasidesinde, belası aşk olanın devası kredi kartlarının şifresi olabilir mi? Kredi kartlarının şifrelerini aklında tutabilir mi Mecnun, mezar taşlarını okumaya benzemez mi bu?

Yoksa Bosna‘da dikili bir mezar taşı mıdır şimdi Mecnun? Hangi yetimin saçından elleri dökülmüştür, hangi acıya merhamet kesilmiştir kim bilir? Mecnun'un çölde izleri belli olurdu oradan anlardım… Şimdi kim Mecnun gibi yeri ezmeden yürür ki?

Bulunmayan işaretleri ile dize getirmeye çalışıyorum kalbimi… “İşte Mecnun!” diyecek birinin ancak açılan süslü bir kutudan ya da şapkadan çıkmasını bekliyorum, karşı yamaçtan bir anda çıksın ve işte oracıkta varlığımı yoklayayım, ah ne cahilim! Herkes varlığını gösterme telaşında oysa ki!
Bayılıyorlar, deli gibi seviyorlar, şairin Mazot şiirinde dediği gibi onlara “sen o baygın sevgilerin adamı değilsin” demek geliyor içimden, ancak gözlerimi kaçırabiliyorum; cesaret, yanıma uğramayan hep uzaklarda selamladığım o his...

Kollarını kocaman açıyor ve birbirlerini çoğaltıyorlar, bedenleriyle kanıtlıyorlar sevgilerini, ancak eksilmek geliyor benim aklıma eksilerek tek bir vücud olmak geliyor birlemek, bütünlemek… Susuyorum çünkü ağırlığınca şu dizeler yokluyor zihnimi:

“gerçi söylenmez böyle şeyler uluorta
aşk diyor başka bir şey demiyor kalbim’’

Susuyorum çünkü... Sürekli bir şeyler anlatıyorlar birbirlerine, konuşmaya esir olmuşlar, bu civarda görünmüyor Mecnun, çoktan yola koyulmuştur, gitmeliyim…

Yazan: Esra Kırçiçek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder